26 Mayıs 2011 Perşembe

Mayıs ayı gezi ayı...

Önceki hafta sonu Bursa'ya, daha doğrusu Bursa-Yenişehire gittik. Eşimin teyze kızında kaldık 2 gece. Gemlik ve Bursa'yı şöyle bir görüp gezdik. Biraz alışveriş yaptık ve döndük. Bursa Özdilek ve İkea önemli duraklarımız arasında yerini aldı. Ve tabiki o meşhur İskender Kebaptan tatmayı da unutmadık. İznikte Köfte yemeden de olmayacağı için dönüşte köftemizide yedik geldik.
Üç gün sonra 19 mayıs tatili geldi ve önceden olan plan çerçevesinde birde İstanbul gezisi planı vardı. Tatil 4 gün olmasına rağmen biz 2 gününü ayırabildik İstanbul'a. İstanbul'a gitmeden Ece'ye Su çiçeği aşısı yaptırdım. yaptırmaz olaydım. Bitkin düşen vücudu aşıyı kaldıramadı hasta oldu miniğim. Kaloriferler söndürülmesine rağmen havaların hala ısınmadığı, kışın bitemediği, sisin pusun eksilmediği bu karanlık Zonguldak günlerinde hastalanmamak olağan dışı kalır heralde. 
Önce   yaptırdığımız "Su Çiçeği aşısı" sonrasında Ece'nin zayıf düşen vücudu yenildi hastalığa. Eşimin de benimde ağızımızda yara çıktı. biz idare edebildik ama garibim kızım ne yapsın.Ağzında aft çıktı minik kızımın da. Ne yemek yiyebildi ne su içebildi. Yemek istedi ama can acısına yiyemedi. Hala gözümün önünde "emmo emmo" diye ağlayıp emmeyu alınca ağzına alıp ısırınca acıyla ağlamaya başlaması. (Bu arada Emmo=Elma)
Ve biz bu devrede İstanbul'a gittik. Kardeşimin aldığı evi yerleştirmesina yardıma. Ece çok ağır hasta olmadığı için yine de iyi geçirdik 2 günü. Ev Başakşehir'de bulunan TOKİ sitesinde. Site tam çocukların yetişeceği güzellikte. Camdan bakıyoruz 2 tane çocuk parkı, 2 tane basketbol sahası, banklar, büfeler, kafeler falan filan. En çok park yaradı işimize. Ece bizi zorladıkça ya dedesiyle ya da babasıyla indi parka. Parkta geçti 2 günü Ece'nin. doydu salıncağa. Salıncak karnını doyuramadı kızın. Pazar döndük İstanbuldan ama kız ancak salı günü az az yemek yemeye başlayabildi. Ben de ağız yarasından sonra gribe yenik düştüm. Ağzımdaki yara iyileşmeye başladı ama ne fayda burun akıntısı ve öksürük eklendi yerine. Düzelemedim bir türlü.

Allah yardımcımız olsun da biran önce iyileşelim inşallah.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Bir davet soframız daha...

Okul sonrası Aslı'da toplaştık ve Aslı'nın yaptığı birbirinden güzel mamalarla kendimize bir güzel bakıp keyiflendik... Ellerine sağlık canım arkadaşım...
İncirli Tatlımız. Çay saatinin en güzel parçası. Tadına doyulamadı.. Şimdi tarifi de verelim. Tarifi bize kazandıran Hale arkadaşımıza da ayrıca teşekkürlerimizi iletiyoruz...
Malzemeler

Kek için:
  • 6-9 adet küçük küçük doğranmış kuru incir(sıcak suda bekletilecek yumuşaması için)
  • 1 su bardağı kıyılmış ceviz
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
Şerbet
  • 1,5 su bardağı soğuk su
  • 1 yemek kaşığı nescafe (Ben gold kullandım daha hafif, classic kullanırsanız daha yoğun olabilir.)
  • 1/2 su bardağı şeker
Muhallebi için:
  • 2 yemek kaşığı nişasta
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 litre süt
  • 5 yemek kaşığı şeker
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 paket toz krem şanti
Yapılışı

Kek:
  1. Yumurta ve şekeri iyice köpük olana kadar çırpın.
  2. Un ve kabartma tozunu beraber eleyip karışıma ilave edin. Beraber çırpın.
  3. İncirleri ve cevizleri ilave edip kaşıkla karıştırın.
  4. Karışımı genişçe bir borcama dökün.
  5. Fırında 160 derecede pişirin.Düşük ısıda ağır ağır pişmeli. kuru bir kek olacak.
Şerbeti:
  1. Bir kasede su, şeker ve nescafeki karıştırın. Şerbeti pişirmiyoruz.
  2. Pişen kekin üzerine kek sıcakken dökün.
Muhallebi:
  1. Krem şanti ve tereyağ haricindeki tüm malzemeyi bir tencerede karıştırın muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin.
  2. Kaynamaya başladıktan sonra tereyağını ilave edip karıştırın.
  3. Piştikten sonra ocaktan alın. Yaklaşık 5 dakika kadar ılınmaya bırakın. Sonra toz krem şantiyi ekleyip çırpın.
  4. Şerbetlenen kekin üzerine ılınan muhallebiyi yayın buzdolabında 2-3 saat soğutun
Servis yapmadan önce üzerine tarçın, ceviz veya incirle süsleyebilirsiniz. Ya da sade olarak bile servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun..

22 Nisan 2011 Cuma

Ayşe Kulin ve Hayat....

Son zamanlarda elimden bırakamadığım ve büyük bir zevkle okuduğum kitap. Ayşe Kulin'e bayılıyorum. Daha önce Füreya'sını, Adı Aylin'ini, Sevdalinka'sını, Köprü'sünü, Türkan'ını, Umut'unu, Veda'sını okuduğum yazar. Okuma sırasına diğer kitaplarını da koymalıyım diye düşünüyorum. Kütüphaneme bütün kitaplarını eklemek istiyorum. Belki ilerde benim kızım da aynı zevkle okur kitaplarını diye bir hayalim var. Umarım  kızım annesi gibi geç tanışmaz kitap okuma zevkiyle. Çocukluktan aşıyabilmek istiyorum kitap sevdasını. Kitap kokusuyla büyüsün istiyorum.
Hayat'ın ardından Hüzün var sırada okumak için. Aynı tadı onda da bulacağıma eminim. Kitabı sadece okulda fırsat bulduğum her aralıkta okuyarak sonuna geldim. Evde kitap okumak pek mümkün olamıyor kızımdan mütevellit. Evde de Paulo Coelho'nun "Elif" isimli kitabı var. Fırsat bulur yorgun olmazsam akşamdan akşama 3-5 sayfa okuya okuya yavaş yavaş ilerliyorum. Biticek inşallah.   
 



21 Nisan 2011 Perşembe

Bol Yeşillikli, Zeytinli Yarı Uydurma Mayalı Ekmek

Evet. Günlerdir aklımda olan, içimin çektiği, gönlümün yapmak istediği mayalı ekmeği sonunda yaptım, üstelik eşimin akşamları mutfakta uğraşmamdan hoşlanmamasına rağmen. Onun eve geç geleceği bir zamanı fırsat bilip eve düşer düşmez önce kızımla öpüşüp koklaşıp, karnımı doyurduktan sonra kolları sıvadım.
Önce yeşilliklerimi doğrayıp hazırladım. Eve gelirken özellikle doğranmış zeytin aradım ama 2 markettede bulamayınca eline kuvvet deyip zeytinleri ayıklayıp doğradım. Evde kalmış bir kırmızı biberi çürütmiyeyim diye kullandım. ve sonunda aşağıdaki tarifle çok hoşuma giden pratik ve bereketli, bol nasipli bir ekmek hazırlamış oldum.
Nasipli diyorum çünkü eşim eve gelirken telefon edip Bir arkadaşım akşam çaya davet ediyor gidelim mi dedi. Nasibe bak bende sıcacık ekmeğimi aldım fırından gittik.

Eh artık tarifi de yazayım değil mi? başlıyorum.
1 Su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı yoğurt
1 tam + 1 yumurtanın beyazı (burada aslında 1 yumurta beyazı koyacakken sarısı patlayınca bir yumurta daha eklemek durumunda kaldım)
2 su bardağı süt
1 yemek kaşığı kuru maya (1 paket yaş maya yada instant maya hepsi olur sanırım)
1 yemek kaşığı toz şeker
1 kase doğranmış siyah zeytin
1 tane Kırmızı biber (İnce doğranmış)
1'er bağ maydanoz, dereotu, yeşil soğan (ince doğranmış)
1'er tatlı kaşığı kırmızı biber, karabiber, kuru nane(varsa yeşil de olurdu ama yoktu :)), kekik (Damak zevkine göre artırıp azaltabilirsiniz)
1 yemek kaşığı tuz
Aldığınca un. (yaklaşık 1 kilo falan)
Ne uzun bir malzeme listesi oldu bu böyle :) bunları hazırlamak da epey vakit almıştı doğrusu

Şimdiiiiiiiii gelelim tarife.
2 su bardağı ılık sütün içine şeker ve mayayı koyup biraz(5 dakika kadar) beklettimki maya kabarsın. Sonra içine un haricindeki bütün malzemeleri döküp karıştırdım. karışınca unu eklemeye başladım. Ve çok cıvık olmayan ama açılmayacak kadar toplanmamış, ele hafif yapışan bir hamur elde ediyoruz. Hamur ele yapıştığı için yağlanmış tepsiye ellerimizi yağa batırarak döşüyoruz. Ve kabarması için ılık bir ortamda tepsiyi bekletiyoruz. Hamur mayalanıp kabarınca hamurun içinde oluşan havayı atmak için yağlı elle bastırarak tepsinin heryerini biraz eziyoruz. ve 180 derece fırında üzeri iyice kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

Ben hamuru yapmak için yere serdiğim örtünün üzerine benden önce kurulup oturan bacaklarını açıp ortaya hamur selesini koymamı isteyen minik kızıma rağmen çok güzel oldu ekmeğimiz. Hamur çok yeşil ve onun bildiği hamura benzemediği için ne yaptığımı çok iyi anlayamayıp pek el atamadı hamuruma. Buda ayrı bir güzellikti yani...

19 Nisan 2011 Salı

Davetlerden Seçmeler

Çektiğimiz davet sofralarından örnekler eklemek istedim. ama elde sadece bunlar varmış...



18 Nisan 2011 Pazartesi

Yeni Blog Yayında

     Eski kayıtlarımı taşıdım. Hayırlı uğurlu olsun. Artık gelsin yeni kayıtlar yeni yazılar. Eve gidince gün masası resimlerimi de eklemeyi düşünüyorum. Neyse saat 13,30 oldu. bir saat sonra çıkıcaz; Aslı, Mihri ve ben bir arkadaşa gidicez geçmiş olsuna.
     Yaptık mamalarımızı. Tabi hazırlık yapacağımızı unutunca akşam saat ondan sonra bir haber zinciriyle ulaşıp birbirimize ne geldiyse elimizden hazırlandık geldik okula. Benim havuçlu elmalı kekim de bu durumun mağduru oldu ne yazıkki. Bakıcaz artık nasıl olduğuna.

Havuçlu Elmalı Kek

3 yumurta
1bardak sıvı yağ
1 bardak yoğurt
1,5 bardak şeker
1 bardak fındık kırığı
1 havuç rendesi
2 elma rendesi
vanilya
kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı zencefil
yumurta ve şekeri iyice çırpıp diğer malzemeler eklenerek cıvık bir kek hamuru elde edilir. 180 derecede 30-40 dakika pişirilir.
saat 23.32 oldu. kek fırında ve ben pişmesini bekliyorum uyumak için. yapmam gerekeni unutup son dakka hatırlayınca böyle oluyor. üstelik ece uyuduğu için elde çırpmak zorunda kaldım keki.
Evet sonunda kek pişti. ama bende hemen tadına bir bakıp yattım. O nedenle bu satırları sabah ekliyorum. kek içindeki havuç ve elma yoğunluğundan mıdır unu az katmamdan mıdır yoksa elde miksersiz çırpmamdan mıdır bilinmez pişmekte biraz direndi. sonuçta görüntüsü kötü olmayan ama tadi bir okadar da lezzetli olan hafif ıslak bir kek ortaya çıktı. Arkadaşların yorumlarını öğleden sonra alıcam. bakalım ne yorum gelecek. onları da resimle birlikte akşama eklerim artık...

Evet aldık keki gittik arkadaşa ve yedik. Her nekadar kek tam pişmemiş olsa bile tadı gayet güzeldi. Üstelik arkadaşın kızı da çok beğenmiş. bende buna sevindim..

Tavuklu Salata

İnternette bir blogda görüp beğendim ve ilk olarak da arkadaşlarla yaptığımız gün toplantısı için hazırladım.  oldukça lezzetli olmuştu. arkadaşlarda çok beğendiler.
Tarife kendimce eklemeler yaptım tabi her zaman yaptığım gibi. salatayı blogda gördüğüm tarifi olduğu gibi uygulamadım. Kendimce eklemelerle çeşitlendirdim.
1 tavukgöğsü (haşlanıp ince ince didilmiş)
dere otu, maydonoz, yeşilsoğan (ince ince doğranmış)
Konserve mısır, bezelye
Rendelenmiş havuç
Sos: yağ, limon, elma sirkesi, nar ekşisi,tuz
hepsi harmanlanır sosla iyice karıştırılır ve servis yapılır.

Fındıklı Kıyır Kurabiye


1 paket yumuşak margarin, yarım su bardağı sıvı yağ,  1 su bardağı şeker, 1,5 su bardağı fındık, 4 su bardağı kadar un. Başka malzeme yok. Hepsi yoğrulur ve şekil verilerek pembeleşene kadar pişirilir.

Frambuazlı Cheesecake

En sevdiğim talılardan biridir. Yapmayıda yemeyide çok seviyorum nedense... Tarifi 3-4  yıl önce bir internet sitesinden almıştım. O zamandan beri sıksık yaparım. Herkes de çok beğenerek yer.
Malzemeler..
150 gr. margarin (eritilmiş)
2 paket eti Burçak Bisküvi
1su bardağı yoğurt
1 paket labne peyniri
1 su bardağı toz şeker
3 yumurta
1 paket vanilya
2  paket DR otker'in ahududuçilekli sosu.
Bisküviler rondodan geçirilerek un haline getirilir. üzerine yağ döküek iyice yoğurulur ve yağ heryerine yedirilir. margarin yerine aynı oranda sıvı yağda kullanabirsiniz. elde edilen hamur bir kalıba iyice bastırılarak döşenir.
yoğurt, yumurta, şeker, vanilya şeker eriyene kadar çırpılır. labne peyde bu karışıma eklenerek iyice çırpılır. bisküvilerin üzeerine dökülerek 25 dakika kadar fırında pişirilir. üzeri biraz kızarmaya başlamalı.
Meyveli sos paketin üzerindeki tarifte olduğu gibi  pişirilir ve soğutulur. kekde soğuk olacak şekilde sos kekin üzerine dökülür.  sos pişerken içine 1-2 yemek kaşığı ahududu yada böğüen reçeli katarsanız sosun rengi hem daha koyu hemde üzerindeki böğürtlen yada ahududu ile hoşbir görüntü oluşturur.
Bir gece önceden hazırlanmalı ki cheescake tadını daha güzel versin..

Daha güzel resim eklemek isterdim ama olmadı. Kayınvaldemin günü için hazırladığım bu tatlıyı ben işten gelip resim çekmeye yetişene kadar yiyip bitirmişler. bende bana ayrn dilimi çekmekle yetindim. birdahaki yapışımda tam resmini çekerim...

Havuç Rüyası

Havuç rüyası
MALZEMELER:
  • 1 kg havuç
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 4 yemek kaşığı nişasta (tepeleme)
  • 2 paket vanilya
  • 1 limon kabuğu rendesi
  • 1 limonun suyu
YAPILIŞI:
  1. Havuçları soyun, iri doğrayın ve 4 su bardağı suyla haşlayın, haşlanan havuçları rondodan geçirip püre yapın.
  2. Haşlama yapıtığınız suyu (eksilmişse su ile 4 bardağa tamamlayın) diğer malzemeleri katarak muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırarak pişirin, havuç püresini de katıp 1-2 taşım kaynatıp ocaktan alın.
  3. Orta boy bir borcamı suyla ıslatın
  4. Süte batırılıp çıkarılmış kedi dili bisküvilerini borcama 1 sıra dizin.
  5. Üzerine havuçlu karışımı dökün.
  6. Havuçların üzerine kremşanti ile sıvayın. dilediğiniz şekilde süsleyin.
Tarifin bir blogdan aldım. ama ben tek sıra kedi diliyle yaptım. bisküviylede yapılabilir. pasta tabanıylada. her şekilde yani.
Afiyet olsun yapacaklara...

Portakallı Kurabiye

Önceki gün derste hastalanarak acile kaldırılan ve dün okula gelemeyen Hale arkadaşımıza geçmiş olsuna gitmeye karar vermiştik ve giderkende herkes bir parça bişey yapıp getirmesi için anlaşmıştık. Ama hesaba katmadığımız bi durum vardı. O da Hale'nin iyileşerek okula gelecek olmasıydı. Bu durumda bizim planımız suya düştü. Hale'ye ısrar ettik gelme biz sana gelcez diye ama o öğrencilerimi boş bırakmayayım dedi başka birşey demedi ve okula geldi. hatta ben bu yazıyı yazarken okula ulaşmış bile. Dileriz ki birdaha hastalık olmaz....
Bizde ona gidemiyorsak eğer yaptıklarımızı yemek için başka birine gidelim dedik. Diğer arkdaşımız Beçin'e gidelim dedik oda olmadı.Bana gidilim diye son kararı verdik. çıkışta bana gidilcek.
Şimdi tarifi yazalım...

1 Su bardağı şeker
1 Su bardağı sıvı yağ
yarım paket margarin
1 Su bardağı Portakal suyu
yarım su bardağı yoğurt
Portakalı sıkarken oluşan Portakal peltesi
1 yumurtanın sarısı (beyazı üstüne)
7 su bardağı un
Üzeri için tozşeker
Bütün malzeme yoğurulur. yumuşak kıvamlı bir hamur olcak.şekil verilip üzerine yumurta beyazı ve şeker sürülür. kızarana kadar pişirilir.

Merhaba

Uzun zamandır bloglarla uğraşmama rağmen bir türlü aktif bir blog hazırlayamadım. Son zamanlarda bu işe biraz daha fazla yüklendim ve biraz da olsa bloglamaya başladım. ama diğer blog şirketinde acemilik dneminde oluşturduğum blog ismi bizaz uzun olmuş ve ben herseferinde kendi blog adımı hatırlayamayınca kısa ve akılda kalıcı bir isim bulmaya çalıştım. buldum da üstelik. ama kullandığım mail adresi ile giriş yapmaya çalıştığımda yine eski ve uzun ismi girmem gerekiyordu. ne kadar uğraştıysam da eski ismi silip değiştiremedim. öyle böyle derken bende blogger değiştirip yeni isimle blog açayım dedim. ve istediğim gibi de oldu. çok eskiden bu siteden de bir blog açmaya çalışmışım ama o adres engel olmadı bana. Şimdi yeni adresimle yeniden karşınızdayım.
Tek sorun yazmış olduğum beş altı parça yazımı buraya nasıl taşıyacağım? artık kopyala yapıştır yapıp alırım diyorum. bu sitenin bir güzelliği de yaptığım blog dosyalarımın bilgisayarda kayıtlı olacağıymış. istediğim zaman dosyalarımı alıp başka yere upload edebileceğim.
Haydi hayırlısı olsun bakalım. Şuı blog işini rayına oturrusam bir her daim sizlerle birlikte olacağız inşallah.
Yeni yazacağım ve eski blogdan taşıyacağım yazılarda görüşmek üzere...